Balık yağı sıkça duyduğumuz bir isim. Pek çoğumuzun da kullandığı bir gıda takviyesi.
Balık yağı içilir ya da kapsül formatında kullanılır tamam ama nedendir buna duyulan ihtiyaç?
Belki birçoğumuz fazla fazla duymuştur "mutlaka kullanın, olmazsa olmaz" deyişleri. Balık
yağı dediğimiz; Omega-3, Omega-6 ve Omega-9 ihtiva etmektedir aslında ve mühim olan da
budur. Yağların hayatımızda önemli bir yeri vardır. Nitekim enerjinin kaynağıdır yağlar. Ne kadar
uzak dursak da ihtiyacımız var ancak sağlıklı olana. Bunun yanında mutlaka kullanmamız
gereken, bir vitamin veya bir mineral gibi vücutta bulunması gereken ancak kendi kendine
oluşamayan esansiyel yağlarda vardır. Omega-3'de bu esansiyel yağlardan biri. Organizma
kendisi üretemiyor ve dolayısı ile dışardan almamız gerekiyor. Yağların bir kısmının
esansiyel olduğu görüşü ilk olarak Evans ve Burr isimli bilim adamları tarafından 1929'da
ortaya atılmıştır. Yağsız diyetle beslenen fareler üzerinde yapılan araştırmalarda; büyümenin
gecikmesi, böbrek fonksiyon bozuklukları, cilt sorunları, üreme fonksiyon bozuklukları gibi
belirtiler ortaya çıkmış ve bu problemlerin özellikle linoleik asit adlı yağ asidi eksikliğinden
kaynaklandığını göstermiştir. Omega-3 yağ asidi çift bağ içeren doymamış yağ asididir. Omega-3 bağı ihtiva eden önemli
yağ asitlerine alfalinoleik asit (AA), eikosapentaenoik asit (EPA), dokosahaxenoik asit
(DHA) örnek verilebilir. Omega-3 yağ asidinin etki göstermesini sağlayan ve önemli olan
AA, EPA, DHA oranlarıdır. Omega-3'e olan ihtiyacımız ise aslında daha anne karnındayken
başlar. Çocukluk, gençlik, yaşlılık evrelerinde de bu devam eder. Omega-3 en fazla soğuk
sularda yaşayan yağlı balıklarda bulunur (somon, Orkinos cinsi ton balığı, uskumru, sardalya,
hamsi…). Omega-3 daha önceleri sadece balıklardan elde edilirken yapılan araştırmalarla
birlikte ket